Bu yaptığım şeyi çok önce Uğur Hocamla konuşmuştuk. Aslında yapmak istediğimizi de tam yapamadım. Buradaki süreçten an be an fotoğrafladığım görüntülerle sizlere ulaştırmak istiyordum. Ama şimdi bakınca böyle de farklı güzel olmuş bence.
Öğleden sonra iki sularında geldiğim Project House'da atölye sürecine katılmaya hak kazanmış gençlerle bilikte yedim, içtim; konuştum, tartıştım; fikirlerini, kampanyalarını dinledim. Pek çok güzel fikir duydum. Birçokları çöp oldu birçokları da ben bu satırları yazarken sunum için ürün haline gelmeye hazırlanıyor :) Elimden geldiğince bu süreci sizler için fotoğrafladım. Onunla da yetinmedim bu fotoğraflara bazen espirilerle küçük dokunuşlar yaptım. Bakalım neler yaşanmış neler olmuş? (Fotoğrafların üstüne tıklayarak yazıları daha net okuyabilirsiniz.)
İlk Young Guns atölye sürecini yaşayan arkadaşlar da geldiler ve deneyimlerini şimdi ter dökenlerle paylaştılar.
Bu sigara araları daha fazla kaynaşmanın yaşandığı, her dışarıya çıkıldığında asansör ve ofis arasında mekik dokunurken yeni fikirlerin bulunduğu ve bazı fikirlerin de çöpe atıldığı seanslar haline geldi.
Cenk, Young Guns'ın seçilen ilk ekibinden. Kendisini şuradan hatırlayabilirsiniz. Ajanstan adayları ziyaret eden ilk isim Cenk oldu. Tüm geceyi de onlarla birlikte geçirdi, ilerleyen fotoğraflarda kendisinin farklı yüzlerini de göreceksiniz (:
İşte bir ekipten görüntü. Sürekli masa başında fikirler üretmekten bunalan gençler zaman zaman çalışma alanlarını değiştirdiler ve benim de karşıma böyle bir kare çıktı.
Akşama doğru 17:00 sularında ilkinde olduğu gibi yine bloggerlar atölye sürecini ziyaret etti. Cihan ve Seviye Kaloğlu çiftiyle birlikte Elif Evren Kuyu ve eski Young Guns adaylarından Tuba Tırın da bizlerle birlikteydi.
Eski Young Guns adayları hiçbir desteği esirgemedi ve akşam saatlerine kadar tüyolarıyla yeni adayların yanlarında olduklarını da gösterdiler.
Süreç boyunca Uğur Özmen, Cüneyt Devrim, Sets Turan, Young Guns Cenk ve Mehmet ve naçizane bendeniz tüm ekiplerle zaman zaman oturup fikirleri hakkında konuştuk. Yukarıdaki kare bu gezintilerden birini temsil etmekle beraber diyaloglar tamamen benim hayal ürünümdür (:
Haliyle bir de akşam yemeğimiz vardı. Karnımızı doyurduk, akıllar yeniden çalışmaya başladı. Vakit kaybetmeden işe koyulduk.
Süreç boyunca yanlarında olduğum için samimiyetle söyleyebilirim ki tüm gruplar durmadan çalıştılar. Yazdılar, çizdiler, sordular ve hiç durmadılar. Çalıştılar çok çalıştılar.
Akşam altı olduğunda akşam yemeğimiz hazırdı ama gelin görün ki gece yarısını bulduğunda saatimiz acıktık. Tabi hiç kolay değildi, arkadaşlar sabaha kadar çalışacağı için gece yemeğimiz için köfte ekmekler imdadımıza yetişti.
Sanırım yorum yapamayacağım :D
Saatler gece yarısını vurduğunda, karınlar da doymuştu artık. Saatlerce durmadan yaratıcı fikir bulmaya çalışan arkadaşlarımızda zaman zaman kısır döngüye mahkum kaldılar. İşte bu noktada imdatlarına Cüneyt Devrim yetişti ve briefleriyle de alakalı birkaç video ile algılarının açılmasını sağladı.
Temel fikirlerini oluşturan arkadaşlar ara sırada diğer gruplarla iletişim kurmayı da ihmal etmediler. Zaman zaman birbirlerine teknik ekipman desteğinde bulundular. Evet gördüğünüz gibi rakip de olsalar yardımlaşmayı seven bir genç kitle ile karşı karşıyayız. Bu fair play ruhunu bizlere yaşattıkları için tüm Young Guns 1.1 adaylarına teşekkürü borç biliyorum.
Uğur Hocamızdan her fırsatta dinlediğimiz iş hayatından hikayelerini altın öğütler niteliğinde aklımıza kazıdık.
Gecenin artık 3'ü tabi ki fikirler oturdu, kampanya çerçevesi çizildi artık görselliği konuşturmanın zamanı geldi. Hemen hemen tüm gruplar bu saatlerde artık sunumları için ter dökmeye başlamıştı.
Reklamcı da olsak, gecenin geç saatlerine kadar ayakta da kalsak güzelliğimizin önünüze hiçbir şey geçmedi zaman zaman (: İşte bir önceki fotoğraftaki arkadaşların ekibinin geri kalan kısmı. Hem çalışıyorlar hem de güzelleşiyorlar...
Acar magazin blogcunuz bendeniz, ispinyoncu oldum. Elimde belgelerle kimi ekiplerin aslında ne işler yaptıklarını ilgili merciilerle paylaştım :D
Sıkı durun sırada kurban serimin ikincisinde (birinci kurban ilginç bir şekilde fotoğrafını kaldırmamı istedi, yine sansüre uğradık anlayacağınız.) sürpriz bir isim var.
Tanıdınız mı? Kimseye bu konuda acımadım. Çektim fotoğraflarını :D
Son kurbanla birlikte Young Guns 1.1 sürecinden izlenimlerimi okudunuz. Neden böyle enteresan bir şekilde kestin bu fotoğrafları diyebilirsiniz belki ama eh bendeki de bünye altıya kadar dayanabildim. kırk beş dakikalık bir kestirmeden sonra size bunları yazmak için tekrardan bilgisayar başına geçtim. Ümit ediyorum ki o kestirmede birilerinin eline koz vermemişimdir.
Atölye sürecini bu şekilde takip etmek zor olmakla birlikte yaşanılması gereken bir deneyim olarak görüyorum. Bu projenin ilk çıktığı günden beri tekrarladığım şeyi yineliyorum. Öğrenciyken böyle bir fırsatım olmalıydı ve böyle bir mentorla böyle bir ajansın bir parçası olarak çalışma şansım olmalıydı. Yapabileceklerimi tahmin edemezdiniz sanırım. Bir kere yapmışlığım var ondan söylüyorum. Onu da başka bir yazıda yazarım artık. Burası çok uzun oldu.
Lütfen bana okurken kızmayın sayfanın bu uzunluğundan dolayı. Ama size bu güzel ortamı ancak fotoğraflandırarak anlatırdım. Hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye. Tam o cinsten.
Ben tam olarak bu cümleyi kurarken sunumlarını teslim etmek için iki saat 32 dk.ları kaldı. Hepsine şimdiden Eskişehir'de 550 kişinin önünde yapacakları sunumda başarılar diliyorum. Bazıları Young Guns olacak bazıları olamayacak belki ama bu 30 saati hiçbir zaman unutmayacaklar ve bu süreçten birçok şey öğrenerek ayrılmış olacaklar...
Betül KARA
11:42, 14 Mart 10/Pazar
Yorum Gönder