Bizim oturduğumuz blokların kocaman balkonu vardı. Limanı gören manzarasıyla muhteşemdi. Yaz kış salonun balkona açılan kapısı açık olurdu. Baharla birlikte kahvaltımızı balkonda yapmaya başlardık. Çiçeklerimiz özellikle babamın sikaslarının mabedi gibiydi. Apartman hayatının bu küçücük balkonla değiştiğini gördüm. Şimdi daha iyi anlıyorum annemlerin neden kendi yaptırdıkları bir bahçeli ev istediğini. Sanki bir nefes alma noktasıydı bizim için o balkon.Evimizin bahçesiydi.
Bakıyorum da bugünlerde dünya ne kadar büyüyorsa, sınırlar ne kadar ortadan kalkıyorsa da biz o kadar kendi içimize dönmeye başlıyoruz. Evlerimiz yuva olmaktan çok kendimizi korumaya çalıştığımız birer hücre olmaya başladı sanki. Çoktandır balkonları içeri almaya başladık. Sanki hapishanelerimizi biraz daha büyüterek bu keşmekeşten kurtulacağımızı düşünüyoruz. Oysa bana göre bir evi ev yapan balkonuydu en çok. Dış dünyaya açılan kapısı. Çamaşırlarımızı astığımız, menekşeleri yetiştirdiğimiz, sokaktan gelen çocuk bağırtılarının, komşuyla balkondan balkona yapılan sohbetin, otomobil seslerinin kulağımıza çalınmasının asıl sebebi hep balkonumuzdu sanki. Balkonları kaldırdık dış dünyayla olan iletişimimizi kestik.
Biz ne zaman bu kadar kırılgan, bu kadar savunmacı, bu kadar korkar olduk dışarıdan? Balkonları neden öldürdük? Kafesimizi biraz daha genişletmek için mi? Balkona çıkıp gökyüzüne özgürce bakmak, balkondan sarkmak varken neden bir camın arkasına sığınmaya başladık?
İnatla balkonlarını yaşatan insanlar: Siz pek güzel insanlarsınız... Hepinizi çok seviyorum.
Not: Yazıyı yazarken İskenderun'u ne kadar özlediğimi fark ettim. Fotoğraflarını paylaşmak istedim.
Betül KARA
21:23, Salı
18 Ocak 2011
Balkonlar konusunda ben de aynı görüşteyim. Yani en azından iki varsa birini bırakın özgür kalsın değil mi.. İçimize kapandık iyice.
YanıtlaSilVe iskenderun. :) Benim de bir kısmım ora. Hatırlamasam da şimdi.
Ne güzel demiş dedim okuyunca..
İnsan bilmediği anılarını özlüyor.
Sevgiler.
Teşekkür ederim.
YanıtlaSilBilmediğin anıları özlemek ne hoş geldi kulağa :D
:) hissederek demişim heralde.. olur ya
YanıtlaSilKeşfedilmeyi bekleyen bir blogun var.
YanıtlaSilTwitter' da paylaşırım iznin olursa...
Ne demek benim için memnuniyet :) Çok teşekkür ederim yorumun beni mutlu etti. ;)
YanıtlaSilne demek insanlara blog okutmayı sevdirmek gerek (;
YanıtlaSilE efendim ben de twitterdan sizi takip edebilsem izninizle :) ama bulamadım diye diyorum. Ancak buradan sorabildim :)
YanıtlaSilhttp://twitter.com/betulkara
YanıtlaSilaslında sağdaki sütunlarda Twitter akışım vardı (: gözden kaçmış demek
Ups.. Utandım :) Ama renklerden gözden kaçan bir hali var, biraz da uykusuz final haftası halime verirsem kurtarabilirim sanki ;)
YanıtlaSilKurtardın.
YanıtlaSilFeedback alıyorum renk konusunu (:
Blogspottan değil de twitter üzerinden yapınca twitter ekleme işini daha güzel oluyor. ;)
YanıtlaSilhttp://twitter.com/goodies/widget_profile
Doğrudur, yine de farazi twitterda aramaktan daha kolaydır sanırım
YanıtlaSil(: