El-kol hareketinize duyarlı bir koşu saatinden bahsediyoruz. Beat ile, müzik dinleyebilir aynı zamanda müziğinizi kontrol edebilir, kalp ritminizi sayabilir, koşu gelişiminizi ölçümleyebilirsiniz.
Beat spor deneyiminize entegre edilerek tasarlanmış inovatif bir saat. Sporunuzu yaparken müzik değiştirmek için parmaklarınıza ihtiyaç duymanıza gerek yok. Kolunuzu sağa sola doğru hareket ettirdiğinizde şarkıyı değiştirebilirken, elinizi daire yaparak hareket ettirdiğinizde müziğin sesini ayarlayabiliyorsunuz.
Beat’ i daha yakından tanımak için videoyu izleyebilirsiniz.
Beat from Adrien on Vimeo.
Kaynak: Trendbird.biz
Bir Adam Sandler Filmi - CLICK!
Hayata kumanda ile hükmedebilmek: Ne büyük icat! Click sıradan ama bir Adam Sandler filmi olmasıyla 2006 yılında dikkat çeken bir film olmuştu. Filme açıkçası pek bir fazla beklentiyle gittiğimi söyleyemeyeceğim. Bununla birlikte bana ne hayatımın filmini izlemiş hissini uyandırdı ne de vasat bir filmmiş param boşuna gitti hissini.
Adam Sandler’ın problemlerle karşılaşmasından sonraki muzip tavırları sizi tam bir Adam Sandler filmi izliyorum hissinden kurtaramayacak. Adam Sandler’ı Micheal rolüyle filmin her köşesinde; sağında solunda aşağısında yukarısında görebilirsiniz. Gerçekten iyi bir performans sergilediğini savunabilirim bununla birlikte bunun biraz sinir bozucu olduğunu da itiraf etmeliyim. Aile görüntüleriyle bu tek kişinin üzerine yoğunlaşma törpülenmeye çalışılmış ancak yine de kimse Sandler’ın önüne geçemiyor. Filmdeki en sevdiğim bölümler ise Christopher Walken nam-ı diğer Morty’li olanlar. Belirtmeden geçemeyeceğim; Henry Winkler, Adam Sandler’ın filmdeki babasının Micheal ile son kez bir arada olduğu sahnede boğazınıza bir düğüm saplanabilir. Ve yine The Cranberies ‘ın o muhteşem şarkısı Linger’ın daha farklı bir yorumlanışı bu filmde bulabilirsiniz. Film bu şarkıyı tekrar tekrar dinlemenize sebep olabilir.
Hayatınız sizin kontrolünüz dışında akıp gidiyor ve siz sadece seyirci rolündeyseniz kendi filminizde, göz atmanızda fayda var. Unutmadan sakın size sonsuza kadar diyen birini kaçırmayın. Siz de ona sonsuza kadar deyin. (forewer and ever babe…)
Adam Sandler’ın problemlerle karşılaşmasından sonraki muzip tavırları sizi tam bir Adam Sandler filmi izliyorum hissinden kurtaramayacak. Adam Sandler’ı Micheal rolüyle filmin her köşesinde; sağında solunda aşağısında yukarısında görebilirsiniz. Gerçekten iyi bir performans sergilediğini savunabilirim bununla birlikte bunun biraz sinir bozucu olduğunu da itiraf etmeliyim. Aile görüntüleriyle bu tek kişinin üzerine yoğunlaşma törpülenmeye çalışılmış ancak yine de kimse Sandler’ın önüne geçemiyor. Filmdeki en sevdiğim bölümler ise Christopher Walken nam-ı diğer Morty’li olanlar. Belirtmeden geçemeyeceğim; Henry Winkler, Adam Sandler’ın filmdeki babasının Micheal ile son kez bir arada olduğu sahnede boğazınıza bir düğüm saplanabilir. Ve yine The Cranberies ‘ın o muhteşem şarkısı Linger’ın daha farklı bir yorumlanışı bu filmde bulabilirsiniz. Film bu şarkıyı tekrar tekrar dinlemenize sebep olabilir.
Hayatınız sizin kontrolünüz dışında akıp gidiyor ve siz sadece seyirci rolündeyseniz kendi filminizde, göz atmanızda fayda var. Unutmadan sakın size sonsuza kadar diyen birini kaçırmayın. Siz de ona sonsuza kadar deyin. (forewer and ever babe…)
Kıbrıs Günleri, Casino Deneyimi, bir deee #nesfit14gun
#nesfit14gun (bu ne şimdi dediniz biliyorum ama o kenarda bir dursun ona da gelecek sıra, bir nevi üst not sayın siz bunu, hep mi dipnot olacak arkadaşım)
Selamlar conciklerim!
Pazartesi sendromunun ağırlığı yetmezmiş gibi bir de üstüne hafta sonunun yorgunluğu çekilir dert değil doğrusu. Efendim tüm sektör maaile Kıbrıs'a gittik geçtiğimiz cuma günü. Havalanından, uçağa oradan da otele yansıyan lise gezisi tadındaki tatilimi anlatacağım ilk olarak.
Selamlar conciklerim!
Pazartesi sendromunun ağırlığı yetmezmiş gibi bir de üstüne hafta sonunun yorgunluğu çekilir dert değil doğrusu. Efendim tüm sektör maaile Kıbrıs'a gittik geçtiğimiz cuma günü. Havalanından, uçağa oradan da otele yansıyan lise gezisi tadındaki tatilimi anlatacağım ilk olarak.
Nazım' ın Anısına (Ben artık Şarkı Söylemek İstiyorum)
Bugün Nazım'ın ölümünün üzerinden 48 yıl geçmiş. Herkese farklı bir Nazım resmi düşer. Ben en çok sevgilisine hasret Nazım resimleri çizerim kafamdan.
En sevdiğim şiiri de "Seni Düşünmek" sanırım. Bu şiiri çok öncelerden severim. Bugünlerde ise daha anlamlı geliyor bana. Ben cidden bugünlerde şarkı dinlemek yerine o şarkıyı söylemek istiyorum.
Nazım'ın anısına seni düşünmek... zamanı.
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım.
En sevdiğim şiiri de "Seni Düşünmek" sanırım. Bu şiiri çok öncelerden severim. Bugünlerde ise daha anlamlı geliyor bana. Ben cidden bugünlerde şarkı dinlemek yerine o şarkıyı söylemek istiyorum.
Nazım'ın anısına seni düşünmek... zamanı.
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)